4562 sayılı Organize Sanayi Bölgeleri Kanunu ve Uygulama Yönetmeliğine göre kurulan ve faaliyet gösteren OSB’ler genel olarak vergi uygulamaları bakımından dernekler gibi kabul edilmektedir. Kendi kanununda özel hukuk tüzel kişisi olarak tanımlanan OSB’lerin muhtelif vergiler karşısında muafiyet, istisna, teşvik ve indirim gibi vergi avantajları olarak ifade edilen uygulamalar karşısındaki durumları halihazırda aşağıdaki gibidir.
A-Kurumlar vergisi:
5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu’nun “Muafiyetler” başlığını taşıyan 4/n maddesinde “Organize sanayi bölgeleri ile küçük sanayi sitelerinin altyapılarını hazırlamak ve buralarda faaliyette bulunanların arsa, elektrik, gaz, buhar ve su gibi ortak ihtiyaçlarını karşılamak amacıyla kamu kurumları ve kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları ile gerçek ve tüzel kişilerce birlikte oluşturulan ve kazancının tamamını bu yerlerin ortak ihtiyaçlarının karşılanmasında kullanan iktisadi işletmelerin kurumlar vergisinden muaf oldukları” hüküm altına alınmıştır.
4562 sayılı Organize Sanayi Bölgeleri Kanunu’nun 21.maddesinde ise, OSB tüzel kişiliğinin bu kanunun uygulanması ile ilgili işlemlerde her türlü vergi, resim ve harçtan muaf olduğu hükmü mevcuttur. Atık su arıtma tesisi işleten bölgelerden Belediyelerce atık su bedeli alınmaz denilmektedir.
Gerek kurumlar vergisi kanununda, gerekse kendi özel kanununda yer alan muafiyet hükmünün uygulanması sırasında birtakım tereddütlerin yaşandığı, bu nedenle de OSB’lerde farklı uygulamalara rastlandığı gözlemlenmektedir. Zira OSB Kanununun 21.maddesinde ifade edilen bu kanunun uygulanması ile ilgili işlemlerde her türlü vergi, resim ve harçtan muaf olacağı ifadesi, çoğu zaman açık bir şekilde belirlenememektedir. Bu yüzden farklı görüşler ve uygulamalar ortaya çıkmaktadır.
Yukarıda da belirtildiği üzere; OSB’ler kendilerine kanunla verilmiş görevleri sırasında amaç ve faaliyet konuları dışına çıkmamaları kaydıyla kurumlar vergisinden muaf olacağı düşünülmelidir. Başka bir ifadeyle derneklere karşı olan yaklaşım burada da geçerlidir. Bilindiği üzere 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 1.maddesinde dernekler, kurumlar vergisine tabi kuruluşlar arasında sayılmamıştır. Buna rağmen dernek ve vakıfların iktisadi işletmeleri, kurumlar vergisine tabi kuruluşlar arasında sayılmıştır. Bu nedenle OSB’lerin muafiyet kapsamı dışında iktisadi işletme oluşturmaları halinde kurumlar vergisinin mükellefi olacağı ve olması gerektiği hususu göz önünde tutulmalıdır. Bu ayrım yapılırken, yani OSB’lerin hangi faaliyetlerinin iktisadi işletme oluşturduğunun belirlenmesinde kanunun 21.maddesinde sayılan gelirleri dışındaki faaliyetlerinden dolayı elde edeceği gelirleri, kurumlar vergisi mükellefiyetini gerektirecektir.
Özetle; her kuruluşun faaliyeti, amacı kapsamında olmalıdır. OSB’lerde amacı kapsamında faaliyette bulundukları sürece, kurumlar vergisi muafiyet hükümlerinden yararlanmaktadırlar.
B-Katma değer vergisi:
Organize Sanayi Bölgelerinin Katma Değer Vergisi Kanunu’nda, ilgili tebliğlerde ve özelgelerde yer alan hüküm ve tespitler özetle aşağıdaki gibidir.
Bilindiği üzere Katma Değer Vergisi Kanunu’nun 1 inci maddesinin birinci fıkrasında Türkiye’de ticari, sınai, zirai faaliyet ve serbest meslek faaliyeti çerçevesinde yapılan teslim ve hizmetlerin KDV ye tabi olduğu; aynı maddenin üçüncü fıkrasının (f) bendinde Gelir Vergisi Kanununun 70 inci maddesinde belirtilen mal ve hakların kiraya verilmesi işlemlerinin verginin konusuna girdiği; 17 nci maddesinin (4) numaralı fıkrasının (k) bendinde organize sanayi bölgeleri ile küçük sanayi sitelerinin kurulması amacıyla oluşturulan iktisadi işletmelerin arsa ve işyeri teslimlerinin KDV den istisna olacağı; 24 üncü maddesinin (c) fıkrasında vade farkı, fiyat farkı, faiz, prim gibi çeşitli gelirler ile servis ve benzer adlar altında sağlanan her türlü menfaat, hizmet ve değerlerin KDV matrahına dahil edilmesi gerektiği hüküm altına alınmıştır.
69 seri no.lu KDV Genel Tebliğinde ise, organize sanayi bölgelerinin sadece arsa ve işyeri teslimlerinin KDV den istisna olacağı, bu organizasyonların katılımcılarına yapacakları arsa ve işyeri dışındaki teslim ve hizmetlerin genel hükümler çerçevesinde KDV ye tabi tutulacağı açıklanmıştır.
Buna göre, organize sanayi bölgeleri tarafından yapılan arsa ve işyeri teslimleri KDV’den istisnadır. Organize sanayi bölgelerinin istisna kapsamında yer alan arsa teslimleri için tahsil ettikleri aidat KDV ye tabi tutulmamaktadır. Ayrıca katılımcı kurum ve kuruluşlardan alınan aidatlar ile toplanan bağış ve yardımlar, belirli bir teslim veya hizmetin karşılığını teşkil etmemek şartıyla KDV nin konusuna girmemektedir.
Öte yandan, OSB’ler, altyapı ve çevre düzeni gibi bölge ve sitenin oluşturulması işlerini üstlenmekte, bölgede faaliyetlerin sürdürülmesi ile ilgili hizmetleri yapmakta, su, elektrik, doğalgaz ve arıtma tesisi gibi katılımcılarının ortak ihtiyaçlarına ilişkin faaliyetlerde bulunmakta, bölgede bulunan sosyal tesisler ile ilan ve reklam panoları kiralamaktadırlar.
OSB’ler tarafından gerçekleştirilen söz konusu teslim ve hizmetler genel hükümler çerçevesinde KDV ye tabi bulunmakta olup, bu teslim ve hizmetlerin karşılığı olarak tahsil edilen; işletme projelerinin tasdik ve vize bedelleri, elektrik ve doğalgaz bedelleri, arıtma tesisi, sosyal tesis ve benzeri işletmelerin işletilmesi sonucu elde edilen tutarlar, bölge ortak mülklerinin kiralanmasından elde edilen bedeller, sunulan diğer hizmet bedelleri ile ilan ve reklam bedelleri üzerinden %20 oranında KDV hesaplanacak, su teslimleri ise %10 oranında KDV ye tabi tutulacaktır. KDV ye tabi bulunan teslim ve hizmetlerle ilgili olmak kaydıyla gecikme cezası, gecikme zammı, gecikme faizi gibi adlar altında alınan bedeller de ait olduğu teslim veya hizmetin tabi olduğu KDV oranında vergilendirilmesi gerekmektedir.
Diğer yandan, OSB’lerin KDV mükellefiyeti bulunduğundan tüm gelir ve giderleri için kanıtlayıcı belge olarak fatura veya benzeri belgelerin düzenlenmesi ve kullanılması gerekmektedir. Buna göre, OSB’nin istisna kapsamına giren teslimleri için düzenlenecek faturada istisna hükmüne atıfta bulunularak KDV gösterilmeyecek, istisna kapsamına girmeyen diğer teslim ve hizmetler için düzenlenecek faturalarda ise genel hükümlere göre KDV gösterilmesi gerekmektedir.
C-Emlak Vergisi Kanunu:
Diğer taraftan 1319 sayılı Emlak Vergisi Kanunu’nun 5/f maddesinde; Organize sanayi bölgeleri ile küçük sanayi sitelerindeki binalar, inşaatlarının sona erdiği tarihi takip eden bütçe yılından itibaren 5 yıl süre ile emlak vergisinden geçici olarak muaf tutulmuşlardır. Yine 1319 sayılı Emlak Vergisi Kanunu’nun 15/d maddesine göre; Organize sanayi bölgeleri içinde yer alan arsaların, sanayici lehine tapuda tescili yapılıncaya kadar geçici muaflıktan istifade etmektedirler.
Kısaca OSB’lerle ilgili herhangi bir gelirin veya yapılan bir işlemin vergiye tabi olup olmadığı, sadece OSB Kanunu ile çözümlenecek bir husus olmayıp, bu konu ile ilgili, ilgili vergi kanununa bakılması gerekmektedir. Zira bilindiği üzere bazı vergi kanunları diğer kanunlardaki muafiyet ve istisnaları geçerli saydığı halde, bazı vergi kanunları diğer kanunlardaki muafiyet ve istisna hükmünün geçerli olabilmesi için ilgili vergi kanununda açık hüküm olması (diğer vergi kanunlarındaki muafiyet ve istisnaların geçerli olduğu, yada açıkça bu kanun kapsamında muafiyet ve istisnalara ilişkin bir hükmün yer aldığı) gerekmektedir.
D-Diğer Vergi Kanunları:
OSB’lerin kurumlar vergisi, katma değer vergisi ve emlak vergisi muafiyet ve istisnalarının yanında diğer vergi kanunları karşısındaki durumu, ilgili kanunlar incelenmek suretiyle tespit edilmelidir. Zira bu yazıda vergi kanunlarının tek tek incelenmesi yazının kapsamını oldukça genişletecektir. Son günlerde teşvik belgesine sahip olan OSB’lerin önemli vergisel avantajları olduğu görülmektedir. Bu nedenle OSB’lerin yatırım teşvik belgesi almasının önemli sayılacak miktarda vergisel avantaj sağladığı bilinmelidir.
Bir yanıt yazın